30 Ekim 2012 Salı

“BİZ YURDUN ÖZ SAHİBİ, EFENDİSİ, KÖYLÜYÜZ"*


Şebnem Atılgan’ın kaleme aldığı “Nahide - Yarım Kalan Mucize”  isimli kitap, Nahide Kahraman’ın “Köy Enstitüleri bizim talih kuşumuzdu… Bizler de özgür birer güvercin…” cümleleriyle başlıyor. Bu cümlenin geçtiği kitabın başkahramanı Nahide Kahraman’dan başkası değil. Çok özel bir ‘kahramanlık’ bu… Tekil gibi görünen ama içinde yüzlerce başka kahramanı da barındıran bir kahramanlık! İşte o kahramanlar ki, hepsi Köy Enstitüleri’nin önce fedakar öğrencileri, sonra fedakar öğretmenleri oldular. Erzurum Pulur Köy Enstitüsü’nde eğitim gören Köy Öğretmeni Nahide Kahraman, hakkında yazılan “Yarım Kalan Mucize” adlı kitapta, Köy Enstitüleri’ni yeni kuşaklara anlatıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 1919 yılında başlayan Kurtuluş Savaşı, İzmir’in düşman işgalinden kurtulmasıysa sonlanıyor. İşte o tarihten itibaren, Türkiye’nin ileri medeniyetler seviyesine ulaşması için birçok devrimi yaşama geçiyor. Atatürk, Türk ulusunun ve genç Cumhuriyetin ancak “eğitim” ile yüceleceğine inanıyor. Bu inanç doğrultusunda pek çok çalışma yapılıyor. Köy Enstitüleri de bu inancın bir parçası, hatta en büyük parçası…

20 Ekim 2012 Cumartesi

Köy Enstitüleri için yapılan görev filmi TOPRAĞIN ÇOCUKLARI


Köy enstitülü bir dedenin torunu yönetmen, köy enstitülü bir babanın oğlu yapımcı, eğitim gönüllüsü bir başrol oyuncusu… Toprağın Çocukları isimli bir film, köy enstitülerinden miras bir dayanışma ve imeceyle çekilen, son dönemin başarılı filmlerinden biri. Ali Adnan Özgür’ün yönetmenliğinde çekilen filme en büyük desteği koyanlardan biri de Erkan Can. Bu iki ismin yanına, başrol oyuncularından Bahtiyar Engin’i de katarak, köy enstitülerinin Türkiye’de bıraktığı izleri ve bu izleri anlatan filmlerini konuştuk.

12 Ekim 2012 Cuma

YARIM KALAN BİR MUCİZE; KÖY ENSTİTÜLERİ

1930’lu yıllar, dünyadaki ekonomik bunalımın hızla tırmandığı, Dünyanın 1’inci Paylaşım Savaşı’nın yaralarını sarmaya çabaladığı, bunu başaramadan da dünya savaşlarının ikincisine doğru hızla yol aldığı, sancılı bir dönemdi. Savaş sonrası istikrarsızlık sorunları tüm dünyada egemendi ve 1929 Bunalımı, dünyadaki piyasa ekonomisini çökertmişti. Bundan olumsuz anlamda en çok etkilenen ise genç Türkiye Cumhuriyeti olmuştu.